Nasıl bir insanım ve nasıl bir hayat istiyorum?
Ben hayatımı kendi özümü derinlemesine tanıyarak, varlığımı hissederek, diğer insanlarla kurduğum iletişim ve etkileşimden karşılıklı beslenerek yaşamak istiyorum.
Ben bu hayat amacımı gerçekleştirmek isterken karşıma ne çıkıyor? Özümle bağlantımı nerede kaybediyorum?
Ama maalesef ilk çocukluk yıllarımda kendi özümü tanımak ve varlığımı hissetmek için gerekli olan aynalanma ihtiyacım karşılanamadı (yaptıklarım, hissettiklerim, varlığım yeterince görülmedi ve ilgi, zaman, onaylanma ihtiyaçlarım yeterince karşılanmadı) ve ben bu yüzden kendi özümle bağlantı kurarak, sağlıklı bir benlik bilinci geliştiremedim. İçimde var olduğunu, sevildiğini, onaylandığını hissedebilmek için başkalarına muhtaç olan, görülmeye, güvenmeye, onaylanmaya, varlığını hissetmeye aç ve bu açlığı doyuramama korkusuyla çırpınan bir çocuk var. İçimdeki boşluğu sürekli dışarıdaki insanların ilgisiyle, onayıyla, kabul etmesiyle doldurmaya çalıştıkça kendi özümden daha da uzaklaşıyorum.
Özümle bağlantımı kaybedince neler yaşıyorum?
- Sürekli birilerine kendimi anlatma ihtiyacı hissediyorum
- Bazen yanımdakilere ağzını açma fırsatı vermeyecek kadar çok konuşurum
- Hiçbir şeyi içimde tutamam, ilk gördüğüme anlatırım, sır tutmakta pek iyi değilim
- Konuşmak için birini önceden tanımam şart değil, hemen iletişim kurup yarım saatte bütün hayat hikâyemi anlatabilirim
- Bir sorunum olduğunda bunu birine anlatmadan rahat edemem, birçok kişiye anlattığım olur
- Ön planda olmayı, dikkat çekmeyi severim
- Yalnız kalmaya tahammül edemiyorum/yalnızlıktan çok korkuyorum (var olduğumu ve güvende olduğumu hissetmek için başkalarının yanımda olmasına ihtiyacım var)
- Pek iyi bir dinleyici olmadığımı söylerler
- Zaman zaman bencillikle, sadece kendimden bahsedip, kimsenin halini hatırını sormamakla, vermeden hep almaya çalışmakla suçlanıyorum
- Başkalarıyla konuşurken bir şekilde konuyu kendime getiririm
- Başkalarını dinlemekte çok zorlanıyorum, kendimi bir an önce lafı almak, araya girmek ve kendimden bahsetmek için fırsat kollarken yakalıyorum
- İnsanlardan istediğim ilgi, onayı, sevgiyi alamadığımda hayal kırıklığına uğruyorum, varoluşsal bir korkuya kapılıyorum ve çok üzülüyorum
- Eleştiriyi kaldıramıyorum, hakkımdaki söylenen olumsuz bir şey küçük de olsa benim için yıkıcı olabiliyor
- Görülmek, duyulmak, yediğim yemeği, gezdiğim yerleri, yaptığım işleri, bildiğim şeyleri mutlaka birilerine göstermek istiyorum (varlığımın ve yaptıklarımın bir anlamı olması için görülmesine ihtiyacım var gibi hissediyorum)
- Karşımdakinin yerine kendimi koymakta, ilgi göstermekte ve anlamakta zorlanıyorum
- İnsanların bütün tepkileri sanki direk benimle ilgiliymiş gibi hissediyorum, biri benimle konuşurken suratı asıksa beni sevmiyor, ilgi göstermiyorsa beni değersiz buluyor gibi algılıyorum
- Bazen sanki insanlar benden kaçıyormuş gibi hissediyorum
- Kendimi iyi ya da kötü hissetmem daha çok başkalarının tepkilerine bağlı, övgü aldıysam bütün gün mutluluktan uçarım, eleştiri aldıysam moralim alt üst olur, bütün dengem bozulur
Neyi değiştirmek istiyorum?
Ama artık ben hayatımı kendimi gösterme çabası içinde, ilgi peşinde koşarak ya da duygusal olarak başkalarına bağımlı bir şekilde geçirmek istemiyorum. Evet, küçük bir çocukken kendimi tanımak ve var olduğumu hissedebilmek için başkalarına ihtiyacım vardı ama şu anda bir yetişkin olarak kendi duygusal ihtiyaçlarımı karşılayabilecek ve kendimi besleyebilecek güçteyim. İnsanoğlu sosyal bir varlık, elbette diğerleriyle etkileşime ihtiyacım var. Ama dışarıdan hiçkimse beni benden daha iyi anlayamaz ve ben kendimi onaylayıp, kabul edip, özsevgi ve saygı gösterip içimdeki boşluğu kendim doldurmadıkça dışarıdan bana bunları veremez.
Neye direndiğim için acı cekiyorum? ( Neyi kabul etmeye, neyi bırakmaya, neyle yüzleşmeye direniyorum?)
Ne yaparsam yapayım içimdeki boşluğu dışarıdan doldurmanın mümkün olmadığı gerçeğine direnmeyi bırakıyorum.
Funda’nın çiçek özü bana nerede yardımcı olur? Kendi özümle nasıl bağlantı kurabilirim?
Funda’nın özü beni besleyebilecek asıl kaynağın kendi içimde olduğunu, karşımdaki insanlarla kendi ihtiyaçlarımı karşılamak için ilişki kurduğumda ve vermeden almaya çalıştığımda (dinlemeden dinlenmek, anlamadan anlaşılmak, sevmeden sevilmek, ilgilenmeden ilgilenilmek istediğimde) bunun asla iki tarafı da besleyebilecek bir ilişki olmadığını, gerçek besleyici ilgiyi ancak diğerleriyle alma-verme dengesi olan ilişkiler kurabildiğimde alabileceğimi anlamama yardımcı oluyor. Kendi içime bakmayı ve özümle yeniden bağlantı kurmayı seçiyorum.
Kendi özümle bağlantıda olduğumda içimdeki hangi potansiyeli ortaya çıkarabilirim?
- Ben kendimi çok iyi tanırım, eksiklerimi, fazlalarımı, zayıf ya da güçlü yönlerimi çok iyi bilirim ve kendimi olduğum gibi kabul ederim
- Ne zaman, neye ihtiyacım olduğunu ve ihtiyaçlarımı nasıl karşılayacağımı bilirim (üzüldüğümde, kaygılandığımda, kendimi iyi hissetmediğimde kendim için ne yapabileceğimi çok iyi bilirim)
- Karşımdaki insana gerçekten ilgi gösterir, dinler, ihtiyaçlarını farkeder ve onun için elimden geleni yaparım
- Etkileşim içinde olduğum ilişkilerde alma-verme dengesini kurarım, onlar bana iyi gelir ben onlara
- Kimseye muhtaç olmadığımı, beni en iyi besleyebilecek kaynağın kendi içimde olduğunu biliyorum ve bundan huzur duyuyorum. İlişkilerimi bu temelin üstüne kurduğumda diğer insanlarla ilişkim de beni daha çok besliyor (bu karnımı kendim doyurmak ve üstüne arkadaşımın getirdiği tatlıyı da beraberce, zevkle yemek gibi. Karnımı doyurma görevi benim, diğerleriyle kurduğum ilişkiler de besleyici lezzetler)
- Yalnızlıktan korkmam, kendim için her an buradayım
- İçimdeki kaynağın ne kadar sonsuz olduğunu gördükçe şükür doluyorum